Feline Immunodeficiency virus (FIV) retrovirüs olarak isimlendirilen bir virüstür.
Feline leukemia virus(FeLV) ve insanlarda AIDS olarak bilinen Human Immunodeficiency virus (HIV) ile aynı ailedendir. Retrovirüsler türe özgüdürler. Bunun anlamı FIV sadece kedileri etkiler. HIV ise sadece insanları etkiler.
FIV bağışıklık sistemine zarar verir ve sonuç olarak kedi enfeksiyonlara ve kansere karşı savaşamaz. Dünyada ilk defa 1987 yılında teşhis edilen ve FIV (Feline Immunodeficiency virus) adı verilen virüs, kedilerde bağışıklık mekanizmasını baskılayarak ölüme neden olmaktadır. Kedilerin bu hastalığa en duyarlı oldukları dönem 5-12 yaş arasıdır ve erkek kediler bu hastalığa dişilerden daha sık yakalanırlar. Genellikle kronik seyirli bir hastalıktır. Seyri insanlardaki AİDS'e benzer.
Bulaşma:
FIV uzun süreli temas ile bulaşmaz, salya ile etrafa yayılır ve ısırık yarası ile bulaşır. FIV in yavrulara uterusta ya da anne sütüyle bulaşması nadirdir. Erkek kedilerde hastalığın görülme oranı dişilere oranla 2 kat fazladır. Serbest dolaşan kedilerin ısırık yarası alma ihtimali daha yüksek olduğu için hastalığa yakalanma riskleri de yüksektir. Kavga sırasında ısırma yoluyla salyadaki virüs ile bulaşır.
Belirtiler:
FIV pozitif kediler spesifik olmayan belirtiler gösterirler yani hastalığın belirtileri hastalığa özel değildir. Ateş, halsizlik,ilgisizlik,kilo kaybı gibi belirtiler ön plandadır. Beyin etkilendiği zaman histeri nöbetleri ya da körlük gibi sinir sisteminde işlevsel bozukluklara rastlanır. Lenf bezleri büyür(lenfodenopati). Bağışıklık sistemi baskılandığı için özellikle ağızda, diş etlerinde yaralar ve ishal gibi sindirim sistemi sorunları; nezle, zatürree gibi solunum sistemi rahatsızlıkları ortaya çıkar. FIV le enfekte kedilerde lenfoma (lenf bezinde görülen iyi huylu tümörler) riski artmaktadır.
Kedilerde FIV enfeksiyonu üç evrelidir. İlk evrede akut belirtiler gözlenir. Ateş ve lenf yumrularının şişmesiyle karakterizedir. Deri ve sindirim sistemi bu dönemde enfeksiyonlardan kolay etkilenir. İkinci evre gizli evredir ve herhangi bir hastalık belirtisi görülmez. Bu evre yıllarca sürebilir. Bu evrede bağışıklık sistemi virüs tarafından yavaş yavaş yıkımlanır ve üçüncü evrede gerçek AIDS belirtileri ortaya çıkar. Bu evrede kedi enfeksiyonlara karşı son derece savunmasızdır. Mantar, bakteri ve paraziter hastalıklar kronik hal alırlar. Vücutta bir çok yerde enfeksiyon artık kaçınılmazdır.
Ağız Enfeksiyonları:
FIV pozitif kedilerin % 50 sinde ağız enfeksiyonları oluşur. Yüze dokunulduğunda ağrı, yemek yemekte zorluk ya da yemeği reddetme söz konusudur ve kötü bir ağız kokusu mevcuttur.
Solunum Yolu Hastalıkları :
FIV pozitif kedilerin % 30 unda hapşırma ve burun akıntısıyla birlikte seyreden üst solunum yolu enfeksiyonları görülür. Bu belirtiler eşlik eden kronik Herpes ve Calisi virusa bağlı olabilir. Bazı kedilerde öksürük ve güç solunumala karakterize pneumoni (zatürre) görülebilir.
Göz Hastalıkları :
Gözlerde kızarıklık ve korneanın bulanıklaşması gibi belirtiler görülebilir.
Sindirim Sistemi Hastalıkları :
FIV pozitif kedilerin % 10-20 sinde kronik ishal görülür. Kanser,bakteriyel enfeksiyonlar ve parazitler buna neden olabilir
Deri ve Kulak Enfeksiyonları :
Derinin ve kulağın tekrarlayan ya da kronik enfeksiyonları FIV in ilk belirtileri olabilir. Bağışıklık sisteminin baskılanmasıyla paraziter ve bakteriyel enfeksiyonlarda artışa bağlı tüy dökülmeleri, kaşıntı ve deride yaralar görülür. Sağlıklı kedilerde görülmeyen deri ve kulak uyuzları FIV pozitif kedilerde görülebilir
Sinir Sistemi Hastalıkları :
Karakterde değişiklik, evdeki alışkanlıklarının değişimi ve demans görülebilir.
Lenfodenopati :
Abdomendeki ya da vücudun diğer bölümlerindeki lenf yumrularında büyüme görülür.
Anemi :
FIV pozitif kedilerin 1/3 ünde anemi(kansızlık) görülür.
Tümör oluşumu :
FIV pozitif kedilerde tümör oluşumu sağlıklı olanlara göre 5 kat daha fazladır. Tümör oluşum mekanizması tam olarak açıklığa kavuşturulamamıştır.
FIV Nasıl teşhis edilir?
Hastalık sırasında görülen belirtiler teşhis için yeterli değildir. FIV ve FeLV birbirine benzer belirtiler vermektedir. Kanda FIV antikorlarının saptanması kesin teşhis için gereklidir. Bu amaçla, veteriner kliniklerinde pratik testler yapılabilmektedir. Birkaç dakika içinde sonuç alabileceğiniz bir damla kan ile yapılabilen pratik testlerin mevcudiyeti kesin tanı için son derece önemlidir.
KORUMA VE KONTROL
Kontrol için kedilere test yapıp FIV pozitifleri diğerlerinden ayırmak gerekmektedir. Tabi bulaşma riskini azaltmak için kedileri evde tutmak, dışarı çıkışlarını azaltmak da gerekmektedir. Koruma için ise henüz geliştirilmiş FIV aşısı yoktur, çalışmaları devam etmektedir.
FIV enfeksiyonu kedilerde yıllarca sessiz seyrettiğine göre hayvan sahipleri kedilerinde FIV baktırmalı mı?
Kedilerini sokaktan almış olanlar veya bir sokak kedisinin yavrusunu almış olanlar herhangi bir hastalık belirtisi görmeseler dahi bu testi yaptırmalıdır. Herhangi bir operasyon öncesi mutlaka rutin testler yapılmalı ve FIV şüpheli kedilere özel FIV testi uygulanmalı gerekirse FIV pozitif olan kedi operasyona alınmamalıdır. Hayatının geri kalanında her türlü stres etkeninden uzak tutulmaya çalışılmalıdır.
Okuyacağınız yazılar tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Veteriner hekiminize danışmalı ve detaylı bilgi almalısınız.
Comments